Posts Tagged ‘edebiyat’

Cemreler

Bugün Şubat ayının 21’i, Ali ile ODTÜ ormanına gittik. Yolda tek tük minik çiğdemler gördük. Ama çamların olmadığı bir alana gelince koca koca, sapsarı çiğdemleri görmek bizi çok mutlu etti. Çiğdemlerin altı yaprağı var, orta büyüklükteki çiçeklerin bir yaprağı biraz uzun ve daha sivri, biraz büyükçe olanların üç yaprağı biraz uzun ve sivri, üç yaprak daha kısa ve yuvarlak. Bunun nedeni ve neye yarıyor diye merak ettim. Senelerce önce ODTÜ’den getirip bahçeye diktiğim iki çiğdem soğanı bahçede çoğaldı durdu. Biraz da sıkışıklar. Belki zamanla seyreltmeliydim ama bazılarını kaybedebilirim diye yapmadım. Güneşte sarı sarı açıyorlar ve bizi çok mutlu ediyorlar. Bahar geliyor diye mutlu oluyoruz. Doğanın bu yılmayan yorulmayan devinimi çok moral veriyor. Dışarda ne oluyor pek de takmıyorlar, saatleri gelince ne yapmaları gerekiyorsa yapıyorlar. Cemreler de düşmeye başladı. Bu hafta havaya, haftaya suya, sonra toprağa düşecek. İnanışa göre hava, su, toprak ısınacak. Şubat sona yaklaştı, ama bu sene pek kış olmadı gibi. Eskiden bu coğrafyada Ekim sonu başlayan kar marta kadar sürer, mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırırdı. Mart ayına hep şüpheyle bakardık, hava ısınır gibi olurken donlar olabilir. Soğukları önemserdik. Mikropları kırar diyerek adeta beklerdik. Ama soğuk yok, yağış yok. Geçen sene yaz da bir türlü gelemedi. Domatesler kızaramadı. İklim değişikliği burada ve etkileri ciddi de yapılan bir şey yok. Bizim politikacılarımız uluslararası toplantılarda imzaları atıp geliyorlar. Eylem sıfır. Her gün binlerce araç yollarda, akın akın. Çoğu da tek araç, tek şöför. Yani 60-70 kilogram yükü 1.5-2 tonluk bir araca taşıtıyorsunuz. Araba ithal, yakıt ithal, karbon dioksit ve iklim etkisi bize kalan.

Ağaçlar ayakta ölür diye bir söz vardır. ODTÜ Ormanında en güçsüz ve genç ağaçlardan epey ölenler olmuş. Sanırım kökleri derinlere ulaşamadığından kuraklıkla başa çıkamamışlar. Umarım sıra daha büyüklere gelmez. Ormanda yer yer yoğun kuş tüyleri var. Sanırım bir yırtıcı hayvan kuşlarla avlanıyor. Ama tüyler dışında başka bir şey bırakmıyor.

ODTÜ A4 kapısı yakınında çılgın bir erik ağacımız var. Geçen sen Aralık ayında çiçek açtı. Şimdi de Şubat ayında açmış çiçeklerini. Oysa badem ve kayısılar acelecidir ve çiçek açtıktan sonra bir gece soğuğu indirir çiçekleri. Meyve falan olmaz. Seneler önce Aşkın Sürmeli isimli çok değerli bir ziraat mühendisi arkadaşımız ağaç diplerine üre konulmasının çiçek açmayı geciktireceğini anlatmıştı. Biz de gidip ağaçların altına çiş yapsak aynı işi görür mü diye aramızda şakalaşırdık. Hiç denemedik. Aşkın Sürmeli Türkiye’de organik tarımın yerleşmesinde çok öncü görev aldı. Ancak çok genç yaşta kanserden kaybettik. Işıklar içinde yatsın…

Ali 3-4 gündür virütik bir hastalıkla evden çıkamamıştı. Ormanın şifalı gücü ona çok iyi geldi. Nefesim açıldı dedi. Orman adeta Ali’nin virüslerini çekti aldı. Her adımda ayrı bir güzellik ve şifa,

Ormanı bizlere bağışlayanlara binlerce şükran, ormanımız uzun ömürlü olsun…